Bediüzzaman Said Nursî / Şârih: Muhammed Doğan
İhlâs Suresinde geçen, Ellah’ın “Ehad” ismine dayalı tevhîd delilleri, îmân za‘fiyetini ve şübheleri izâle ediyor. Üç makámda işlenen tevhîd, vahdet ve ehadiyyet bahisleri, taklîdî îmânı tahkíkí îmâna çıkarmada büyük destek sağlıyor. Otuzuncu Lem’a’nın bir cihette devamı olan eserde, yüksek bir iman ve tevhid dersi mevcut.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
وَ الصَّلاَةُ وَ السَّلاَمُ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ
عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ
Evvelâ: Bizleri, hális tevhîd dîni olan İslâm ile müşerref kılan; bâ-husús tevhîdi, bütün merâtibiyle ders veren gáyet derin, latíf, şîrîn, esrâr-ı îmâniyyeye dâir olan “İkinci Şuá‘” gibi bir eserin şerh ve îzáhını bize nasíb eden Zât-ı Akdes’e lâ-yüadd ve lâ-yuhsá hamd ü senâlar olsun.
Sâniyen: Böyle bir ders-i hakíkati, Kur’ân-ı Azímü’ş-şân gibi bir Fermân-ı Ahkem ile bize ta‘lîm ve tebyîn buyuran Resûl-i Ekrem (asm)’a hadsiz salât ü selâm olsun.
Sâlisen: Üstâd Bedîuzzamân (ra) Hazretleri, İmâm-ı Ali (ra) hakkında ism-i a‘zam olarak kabûl edilen “Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl ve Kuddûs” denilen altı ism-i şerîfi, “Otuzuncu Lem‘a” adlı eserinde fevka’l-áde îzáh ederek nûrlu, hakíkatdâr, esrârlı, ma‘nidâr, feyizli, lezzetli, zevkli bir kapıyı, tevhîd hakíkatine açmıştır. Evet, bütün ulûm ve fünûnun esâsı, temeli, menbaı, mâyesi, üstâdı, efendisi, bilâ-şek velâ şübhe, “tevhîd” hakíkatidir. “Sözler” adlı eserde şöyle buyruluyor:
“Bütün ulûm-i hakíkıyyenin esâsı ve ma‘deni ve nûru ve rûhu; ma‘rifetulláhtır ve onun üssü’l-esâsı da îmân-ı billâhtır.”[1]
“Otuzuncu Lem‘a” adlı eserde beyân edilen bu altı ism-i a‘zamdan birisi de “Ferd” ismidir. Ferd ismi, hem “Vâhid”, hem de “Ehad” isimlerinin ma‘nâsını tazammun eder.
Vâhid: Ef‘ál, esmâ ve sıfâtında şerîki olmayan Zât-ı Akdes demektir.
Ehad ise: Zât’ında şerîki olmayan Zât-ı Akdes demektir.
Satın Almak İçin: Heybil.com