بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحيِمِ

Üstad Bediüzzaman Said Nursi (ra) Risale-i Nur Külliyatı ile Kur’an-ı Hakim’in cadde-i kübrasını göstermiş; sünnet-i seniyyeyi bid’alara karşı müdafaa etmiş, hayatı boyunca Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatin kitap ve sünnet-i seniyyenin düsturlarından asla taviz vermeden; mezhep imamlarının gittikleri cadde-i kübra-yı Kur’aniyi ilmen ispat etmiş ve bid’alara karşı müdafaa etmiştir. Hal böyle iken kökü ecnebi diyarında bulunan bir zındıka komitesi, Risale-i Nur’ları okuyanların zihinlerini bulandırmak, ümmeti, Kur’an-ı Azimüşşan’ın bu nurlu tefsirinden soğutmak için dehşetli fikirlerini yaymış, Üstadın (ra) bazı cümlelerine kast-ı mahsusla yanlış ma’nâlar vermiştir. İşte beş meseleden oluşan bu eser o gizli komitenin şimdiye kadar yaydığı bütün zehirli fikirleri edille-i şer’iyyeye dayanarak çürütmekte ve doğruları gözler önüne sermektedir. Birinci Mes’ele: Bedîüzzamân Said Nursî (ra) hazretlerinin “Medenîlere galebe çalmak iknâ iledir, söz anlamayan vahşîler gibi icbâr ile değildir.” sözünün şerh ve îzâhı sadedinde; a) “Medeniyyet nedir?” b) “Medenî kimdir?” c) “İknâ nasıl olmalıdır?” d)“İ’lâ-yi kelimetullâhın maddeten terakkíye mütevakkıf olması ne demektir?” e) “Müellif (ra)’ın Cihâd-ı hâricîyi Şerîat-ı Garrânın berâhin-i kàtıasının elmas kılınçlarına havâle edeceğiz cümlesinden murâdı nedir?”gibi suâllerin cevâbıdır. İkinci Mes’ele: “Meyve Risâlesi” ismiyle ma’rûf 11. Şuâ’da, Üstâd Bedîüzzamân Said Nursî Hazretlerinin, لاَ إِكْرَاه فِي الدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ âyet-i kerîmesinin işârî bir ma’nâsını zikrettiği cümlelerinin şerh ve îzâhı hakkındadır. Üçüncü Mes’ele: Üstâd Bedîüzzamân (ra)’ın “On Altıncı Lem’a”daki “Ammâ maddî cihâdın muktezâsı ise, o vazîfe şimdilik bizde değildir.” ifâdesinin şerh ve îzâhı hakkındadır. Dördüncü Mes’ele: Üstâd Bedîüzzamân (ra) Hazretlerinin, “Meyve Risâlesi” isimli eserinde Felak Sûresi’nin ba’zı gaybî işâretlerini beyân ettiği; “Eğer berâber olsa, Mîlâdî bin dokuz yüz yetmiş bir (1971) olur. O târihte dehşetli bir şerden haber verir. Yirmi sene sonra, şimdiki tohumların mahsûlü ıslâh olmazsa, elbette tokatları dehşetli olacak.” cümlelerinin şerh ve îzâhı hakkındadır. Beşinci Mes’ele: Üstâd Bedîüzzamân Hazretlerinin “22. Mektûb Uhuvvet Risâlesi” nâmındaki eserinde geçen, “Ey mümine kin ve adâvet besleyen insâfsız adam! Nasıl ki sen bir gemide veyâ bir hânede bulunsan, seninle berâber dokuz ma’sûm ile bir cânî var. O gemiyi gark ve o hâneyi ihrâk etmeye çalışan bir adamın, ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zâlimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ, bir tek ma’sûm, dokuz cânî olsa; yine o gemi hiç bir kánûn-i adâletle batırılmaz.” cümlelerinin izahı hakkındadır.


Reddül Evham 2

Üstad Bediüzzaman Said Nursî (ra) Risale-i Nur Külliyatı ile Kur’an’ı Hakim’in cadde-i kübrasını göstermiş; sünnet-i seniyyeyi bid’alara karşı müdafaa etmiş, hayatı boyunca Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatin kitap ve sünnet-i seniyyenin düsturlarından asla taviz vermeden; mezhep imamlarının gittikleri cadde-i kübra-yı Kur’ânîyi ilmen ispat etmiş ve bid’alara karşı müdafaa etmiştir. Hal böyle iken kökü ecnebi diyarında bulunan bir zındıka komitesi, Risale-i Nur’ları okuyanların zihinlerini bulandırmak, ümmeti, Kur’an-ı Azîmüşşan’ın bu nurlu tefsirinden soğutmak için dehşetli fikirlerini yaymış, Üstadın (ra) bazı cümlelerine kast-ı mahsusla yanlış ma’nâlar vermiştir. İşte altı mes’eleden oluşan bu eser, o gizli komitenin şimdiye kadar yaydığı bütün zehirli fikirleri edille-i şer’iyyeye dayanarak çürütmek ve doğruları gözler önüne sermektedir. Birinci Mes’ele: Hz. Îsâ (as)’ın âhirzamânda nüzûl edeceğine dâir Üstâd Bedîüzzamân (ra) Hazretlerinin bir kısım beyânâtının şerh ve îzâhıdır. İkinci Mes’ele: Üstâd Bedîüzzamân (ra)’ın neşredilmeyen bir mektûbunda geçen, “Hz. Mehdî, siyâseti tam dîndar Îsevîlere bırakacaktır.” ifâdesinin şerh ve îzâhı hakkındadır. Üçüncü Mes’ele: “Yirminci Lem’a”da İkinci Sebeb’in hâşiyesindeki şu gelecek cümlelerin şerh ve îzâhıdır: “Hadîs-i sahîhle Âhirzamânda Îsevîlerin hakíkí dîndarları ehl-i Kur’ân ile ittifâk edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamânda dahi ehl-i diyânet ve ehl-i hakíkat, değil yalnız dîndaşı, meslekdaşı, kardaşı olanlarla samîmî ittifâk etmek, belki Hıristiyanların hakíkí dîndar rûhânîleri ile dahi medâr-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medâr-ı münâkaşa ve nizâ’ etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecâviz dinsizlere karşı ittifâka muhtâctırlar.” Dördüncü Mes’ele: Üstâd Bedîüzzamân (ra)’ın misyonerlikle alâkalı şu gelecek ifâdelerinin şerh ve îzâhı hakkındadır: “Hem Salâhaddînin, Asâ-yı Mûsâyı Amerikalıya vermesi münâsebetiyle deriz: “Misyonerler ve Hıristiyan rûhânîleri, hem Nûrcular, çok dikkat etmeleri elzemdir. Çünkü, herhâlde şimâl cereyânı, İslâm ve Îsevî dîninin hücûmuna karşı kendîni müdâfaa etmek fikriyle, İslâm ve misyonerlerin ittifâklarını bozmaya çalışacak. Tabaka-i avâma müsâadekâr ve vücûb-i zekât ve hurmet-i ribâ ile, burjuvaları avâmın yardımına da’vet etmesi ve zulümden çekmesi cihetinde Müslümanları aldatıp, onlara bir imtiyâz verip, bir kısmını kendi tarafına çekebilir.” Beşinci Mes’ele: Üstâd Bedîüzzamân Hazretlerinin Kastamonu Lâhikası’nda, İkinci Cihân Harbi’nde zarar gören ba’zı ma’sûmlar hakkında yazdığı bir mektûbun şerh ve îzâhı hakkındadır. Altıncı Mes’ele: Risâle-i Nûr Külliyâtında bulunan ve aslı Arapça olan eserlerin Türkçe’ye tercümelerinde ba’zı hatâlar bulunmaktadır. Bu hatâlar, ciddî yanlış anlamalara ve ma’nâ kaymalarına sebeb olmaktadır. İşte bu Altıncı Mes’ele, İşârâtü’l-İ’câz tercümesindeki Fâtihâ Sûresi’nin وَلاَ الضَّالِّينَ kelimesinin îzâhında bulunan ehemmiyyetli bir yanlışın tashîhi hakkındadır.


Reddül Evham 3

Üstad Bediüzzaman Said Nursî (ra), Risale-i Nur Külliyatı ile Kur’an-ı Hakim’in cadde-i kübrasını göstermiş; sünnet-i seniyyeyi bid’alara karşı müdafaa etmiş, hayatı boyunca Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatin kitap ve sünnet-i seniyyenin düsturlarından asla taviz vermeden; mezhep imamlarının gittikleri cadde-i kübra-yı Kur’ânîyi ilmen ispat etmiş ve bid’alara karşı müdafaa etmiştir. Hal böyle iken kökü ecnebi diyarında bulunan bir zındıka komitesi, Risale-i Nur’ları okuyanların zihinlerini bulandırmak, ümmeti, Kur’an-ı Azîmüşşân’ın bu nurlu tefsirinden soğutmak için dehşetli fikirlerini yaymış, Üstadın (ra) bazı cümlelerine kast-ı mahsusla yanlış ma’nâlar vermiştir. İşte beş mes’eleden oluşan bu eser o gizli komitenin şimdiye kadar yaydığı bütün zehirli fikirleri Edille-i Şer’iyyeye dayanarak çürütmek ve doğruları gözler önüne sermektedir. Birinci Mes’ele: O gizli zındıka komitesi, Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri’nin Kastamonu Lâhikası’nda geçen “Risâletün-Nûr, hakáik-ı İslâmiyye’ye dâir ihtiyâçlara kâfî geliyor; başka eserlere ihtiyâç bırakmıyor” cümlesini fâsid te’vîllerle te’vîl edip, “Başka İslâmî eserlere, hattâ Kur’ân, hadîs ve fıkha ihtiyâç yoktur” gibi bir ma’nâ vermelerine cevâb mâhiyyetinde mezkûr mektûbun şerh ve îzâhıdır. İkinci Mes’ele: O gizli zındıka komitesi, Bedîüzzamân Hazretlerinin “Risâle-i Nûr’un hocası, Risâle-i Nûr’dur. Risâle-i Nûr, başkalarından ders almaya ihtiyâç bırakmıyor”gibi cümlelerini te’vîlât-ı fâside ile te’vîl etmektedir. Bu mes’ele, bu cümlelerin şerh ve îzâhı hakkındadır. Üçüncü Mes’ele: O gizli zındıka komitesi, Üstâd Bedîüzzamân Hazretlerinin “Mehdiyyet cereyânı” hakkındaki ba’zı cümlelerini fâsid te’vîllerle te’vîl etmektedir. Bu mes’ele bu nev’i cümlelerin şerh ve îzâhı hakkındadır. Dördüncü Mes’ele: “Meyve Risâlesi”nin “Dördüncü Mes’elesi”nin şerh ve îzâhı hakkındadır. Beşinci Mes’ele: Cehennem’in ebediyyetini inkâr eden o gizli zındıka komitesine cevâb olarak Üstâd Bedîüzzamân (ra) Hazretlerinin Arabî İşârâtü’l-İ’câz tefsîrinde geçen Cehennem azâbı ve bu azâba müstehak olan ehl-i Cehennem’in durumu ile alâkalı ba’zı cümlelerin îzâhı hakkındadır.


Reddül Evham 4

Üstad Bediüzzaman Said Nursî (ra), Risale-i Nur Külliyatı ile Kur’an-ı Hakim’in cadde-i kübrasını göstermiş; sünnet-i seniyyeyi bid’alara karşı müdafaa etmiş, hayatı boyunca Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatin kitap ve sünneti seniyyenin düsturlarından asla taviz vermeden; mezhep imamlarının gittikleri cadde-i kübra-yı Kur’ânîyi ilmen ispat etmiş ve bid’alara karşı müdafaa etmiştir. Hal böyle iken kökü ecnebi diyarında bulunan bir zındıka komitesi, Risale-i Nur’ları okuyanların zihinlerini bulandırmak, ümmeti, Kur’an-ı Azimüşşan’ın bu nurlu tefsirinden soğutmak için dehşetli fikirlerini yaymış, Üstadın (ra) bazı cümlelerine kast-ı mahsusla yanlış ma’nâlar vermiştir. İşte dört meseleden oluşan bu eser o gizli komitenin şimdiye kadar yaydığı bütün zehirli fikirleri edille-i şer’iyyeye dayanarak çürütmek ve doğruları gözler önüne sermektedir. Birinci Mes’ele: O gizli zındıka komitesinin te’vilât-ı fâside ile te’vil ettiği Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin vârisler hakkındaki mektubunun şerh ve izahı hakkındadır. İkinci Mes’ele: Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin“Risale-i Nur şakirdleri, ehl-i Cennettir.” "Resâili’n-Nur şakirdleri, îman ile kabre girecekler, îmansız vefat etmezler.” cümlelerinin şerh ve izahı hakkındadır. Üçüncü Mes’ele: O gizli zındıka komitesininÜstad Bediüzzaman Hazretlerinin te’vilât-ı fâside ile te’vil ettikleri “Hayr-ı kesir için şerr-i kalîl kabul edilir.” (Mektûbât, s. 43) cümlesinin izahı hakkındadır. Dördüncü Mes’ele: Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin başta Adnan Menderes olmak üzere Demokrat Parti mensuplarına yazdığı ba’zı mektublara, o gizli zındıka komitesi tarafından bâtıl ma’nâlar verilmekte; o bâtıl ma’nâlar neşredilmekte ve o ma’nâlar, Müslümanların su-i tefehhümüne sebeb olmaktadır. Bu Dördüncü Mes’ele, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bu bâtıl ma’nâlardan berî olduğunu isbat etmek maksadıyla kaleme alınmıştır. Sa’y u gayret ve niyet-i hâlise bizden, tevfîk ve hidâyet Cenâb-ı Erhamurrâhimîn’dendir.


Reddül Evham 5

Üstad Bediüzzaman Said Nursî (ra), Risale-i Nur Külliyatı ile Kur’an-ı Hakim’in cadde-i kübrasını göstermiş; sünnet-i seniyyeyi bid’alara karşı müdafaa etmiş, hayatı boyunca Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatin kitap ve sünneti seniyyenin düsturlarından asla taviz vermeden; mezhep imamlarının gittikleri cadde-i kübra-yı Kur’ânîyi ilmen ispat etmiş ve bid’alara karşı müdafaa etmiştir. Hal böyle iken kökü ecnebi diyarında bulunan bir zındıka komitesi, Risale-i Nur’ları okuyanların zihinlerini bulandırmak, ümmeti, Kur’an-ı Azimüşşan’ın bu nurlu tefsirinden soğutmak için dehşetli fikirlerini yaymış, Üstadın (ra) bazı cümlelerine kast-ı mahsusla yanlış ma’nâlar vermiştir. İşte dört meseleden oluşan bu eser o gizli komitenin şimdiye kadar yaydığı bütün zehirli fikirleri edille-i şer’iyyeye dayanarak çürütmek ve doğruları gözler önüne sermektedir. Birinci Mes’ele: O gizli zındıka komitesinin te’vilât-ı fâside ile te’vil ettiği Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin vârisler hakkındaki mektubunun şerh ve izahı hakkındadır. İkinci Mes’ele: Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin“Risale-i Nur şakirdleri, ehl-i Cennettir.” "Resâili’n-Nur şakirdleri, îman ile kabre girecekler, îmansız vefat etmezler.” cümlelerinin şerh ve izahı hakkındadır. Üçüncü Mes’ele: O gizli zındıka komitesininÜstad Bediüzzaman Hazretlerinin te’vilât-ı fâside ile te’vil ettikleri “Hayr-ı kesir için şerr-i kalîl kabul edilir.” (Mektûbât, s. 43) cümlesinin izahı hakkındadır. Dördüncü Mes’ele: Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin başta Adnan Menderes olmak üzere Demokrat Parti mensuplarına yazdığı ba’zı mektublara, o gizli zındıka komitesi tarafından bâtıl ma’nâlar verilmekte; o bâtıl ma’nâlar neşredilmekte ve o ma’nâlar, Müslümanların su-i tefehhümüne sebeb olmaktadır. Bu Dördüncü Mes’ele, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bu bâtıl ma’nâlardan berî olduğunu isbat etmek maksadıyla kaleme alınmıştır. Sa’y u gayret ve niyet-i hâlise bizden, tevfîk ve hidâyet Cenâb-ı Erhamurrâhimîn’dendir.

Satın Almak İçin: Heybil.com

"Sâhil-i selâmet olan Dârüsselâma Ümmet-i Muhammedi'yeyi (a.s.m.) çıkaran bir Sefine-i Rabbâniyede çalışan hademeleriz."

TPL_BACKTOTOP